DOĞUMUM NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi erken doğum riskine karşılık gerçekleştirilen tüm tedavilere rağmen 36+3 te yoğun kasılmalar sonucu hastaneye gittik gece 3 te başlayan bekleyiş saatler ilerledikçe devam ediyordu. Sancı ve kasılma olmasına rağmen saatlerdir açılma 3 cmi geçmemişti. Doktorum suyum gelmediği için keseyi patlatıp Doğum sürecini hızlandırmak istedi ancak 18 saat geçmişti ve ben kese patlatıldıktan sonra sadece 15 dk daha çekebildim sancıyı. Ben ağrı sancı içinde ağlamaya başlayınca eşimde benimle birlikte ağlamaya ve bana güç vermeye çalışmıştı. O gün o kadar acının içinde bebeğim için en doğru babayı seçtiğimi bir kez daha anladım. Benim canım acıyor diye onun da canının acıdığını hissettim, ben korkuyorum diye onun da korktuğunu gördüm gözlerinde. Erkek adam ağlamaz derler ya adam gibi adam ağlarmış o gün anladım. Ben ne kadar ağladıysam o daha da fazla ağladı benimle ve ben 18 saat o sancılara dişimi sıkabildiysem bu en çok Fatih sayesindeydi. Ama artık ne ben ağrıya dayanabiliyordum ne de o beni öyle görmeye dayanabiliyordu. Doktorumla konuşup sezaryene alınmama karar verdik ancak hayatımda hiç ameliyat olmadığım için korku seviyem daha da artmıştı. Fatih’e sıkı sıkı sarılıp bir kez daha birlikte ağladıktan sonra ameliyathaneye alındım. Korku, sancı ve ortamın soğukluğundan olsa gerek titremeye başladığımı ve doktorumun biran evvel bayıltılmam gerektiğini söylediğini hatırlıyorum. Hatırladığım en son şey ise doktorumun gülümseyerek iyi uykular demesi. Kendime geldiğimde müthiş bir acı ve halsizlik vardı. Bebeğimi sorduğumda ise küveze alındığını söylediler.
Bebeğimin neden küveze alındığını onu ilk ne zaman gördüğümü bir sonraki yazımda paylaşacağım. Şimdi Lina Ece’yi uyutmalıyım :)  Buraya Fatih ve Lina Ece'nin ilk buluşmasını da bırakıyorum :)




                                                                 16.02.2018 19:26

0 yorum:

Yorum Gönder