İstanbul’a gittiğimiz de ilk iki gece yine çığlıkla birlikte uyanmaları oldu. Hatta ilk gecemizde saatlerce ağladı. İkinci gecenin sabahında dişinin çıkmış olduğunu gördüm. O günden sonra eve dönene kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Eve uçakla dönmeye karar verdik. Uçak saatimiz 20:00’dı ve bu demek oluyordu ki Lina Ece’nin uyku saati geçmiş olacaktı. Lina Ece hem uçağa ilk kez binecek, hem de uyku saatinde uyumamış olacaktı. İçten içe beni korku salmaya başlamış ve uçağın “uyuz yolcusu” olmamak için dua ediyordum. (Bunu da hiç anlayamadım çocuğu ağlayan aileler uyuz yolcu olarak adlandırılıyor ama “tacizci” olan yolculara herhangi bir yorum yapılmıyor. 2 yıl önce Uçakta tacize uğrayıp yerini değiştirmek zorunda kalan biri olarak söylüyorum!) Eve dönüş günümüz geldiğinde Lina Ece’yi akşam üstü 1 saat kadar uyuttum. Uçağa bindiğimizde uyanık ve keyifliydi. Çok şükür ki ilk uçak maceramızda 0 sorun ile geçip gitti. Tatilimizden bir kaç fotoğraf bırakıyorum buraya :) keyifli günler dileğiyle.. 🥰
KISA BİR MOLA
Merhabaaaa... Uzun süredir yazamadım çünkü Lina Ece’nin ilk dişinin nasıl çıktığını anlamamış olsam da ikinci dişi çıkarken çok zorlandık. Bazı geceler ağlayarak hatta çığlıklar atarak uyanmaya başladı. Neyse ki sağlık ocağında ki ebemiz, çok sevdiğim arkadaşım Gülsüm bunların olacağını anlatmıştı. Sakin ve paniksiz kalıp Lina Ece’yi sakinleştirmenin yollarını aradım. İkinci dişi henüz patlamamışken büyük bir cesaretle tatil yapmaya kalkıştık. Hemde arabayla geze geze gidecektik her yere. İlk yolculuğumuz Denizli’ye benim ailemin yanına oldu. 2 günümüzü orada sorunsuz şekilde atlattıktan sonra Afyonkarahisar’a doğru yola koyulduk. Dalaman-Denizli arası arabayla 3 saat sürüyor. Denizli - Afyonkarahisar arası ise 4 saat sürdü. Her iki yolda da sadece bez değişimi için 1 kez mola verdik. Ben ön koltukta, Lina Ece arka kendi koltuğunda (Kraft technofix) yolculuk ettik. Ve hiç bir sorun yaşamadık. Afyonkarahisar’ da termal otelde (Budan termal) konakladık. Otelde havuzda vakit geçirmek Lina Ece’nin hem hoşuma gitti hem de onu yormuş olacak ki uyku saatinde hemen uykuya daldı ve sanki kendi evimizde ki gece ağlayarak uyanan çocuk bir anda gitmişti. 3 gecedir çok güzel uyuyordu. Otelde 1 gece konakladıktan, sabah kahvaltımızı da yaptıktan sonra tekrar yola koyulduk. Yolculuğumuz İstanbul’aydı bu kez. Ancak yoldaki şehirlerde durup geze geze gittik. Önce Kütahya’ya gittik biraz gezinti sonrasında İnegöl’de vakit geçirip efsane bir restoran keşfettik. Yemek yedikten sonra Yalova’ya ilerledik. Çok fazla dolanıp yolu uzatmama kararı aldık çünkü Lina Ece’nin keyfi kaçmaya başlamıştı. Yalova’da feribota binip İstanbul’a geçiş yaptık. Lina Ece denize bayılıyor ve resmen denizi izlerken huzur buluyor çocuk. Tekneye çok sık biniyor zaten ama Feribot onun için daha farklı bir deneyim oldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder